1.Bireyin yeteneklerinin belirlenmesi
(Ben neler yapabilirim?)
Yetenek belli bir eğitimden yararlanabilme gücüdür. Bireyin hangi eğitim programında başarılı olabileceğini gösterir. Yetenek meslekteki başarıyı etkileyen etmenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Seçtiği mesleğin gerektirdiği en az yetenek düzeyine sahip olmayan bireyin o meslekte başarılı olması olası değildir. Bunun yanında sahip olduğu yeteneklerin ,kapasitenin altında bir yetenek düzeyi gerektiren mesleğe yönelen bireyin meslekte doyum sağlaması da mümkün olmayacaktır.
Akademik yeteneğin, okulda derslerdeki başarının yada başarısızlığın araştırılması, sözel yada sayısal düşünme yeteneklerinden hangisinde daha başarılı olduğunun belirlenmesi gerekir. Bunun için bireyin Fen, Sosyal, Matematik, Türkçe derslerindeki başarısı bir ölçüt olacaktır. Bunun dışında cisimleri üç boyutlu görebilme, şekiller arasındaki benzerlik ve farklılıkları bulabilme gücünün belirlenmesi de araştırılması gereken yetenek alanıdır.
Sayısal düşünme gücüne sahip olmayan , Fen, Matematik gibi sayısal derslerde başarılı olmayan bir bireyin Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği, Mühendislikler gibi Sayısal puan ile öğrenci alan yüksek öğretim programlarında başarılı olması mümkün değildir. Cisimleri üç boyutlu görebilme, bir evin planına bakarak o evin yapılış halini göz önünde canlandırabilme ,bir şeklin açılımını düzlem üzerinde çizebilme gücüne sahip olan birey mimarlık eğitiminde başarılı olabilecektir.
Sözcükleri ustalıkla kullanamayan, zengin bir sözcük dağarcığına sahip olamayan kişinin dil ve edebiyat programında başarılı olması beklenemez.
2. İlgi Alanlarının Belirlenmesi
(Ben neleri yapmaktan hoşlanirim?)
Yetenekler, bireyin hangi eğitim programında daha başarılı olabileceğini gösterirken ilgiler, bireyin hangi faaliyetlerle uğraşmaktan zevk duyacağını belirler ve işin özüne iner. İlgiler, yeteneklerle ilişkilidir. İlgi duyduğumuz alanlar çoğunlukla yetenekli olduğumuz alanlardır.
Seçilecek olan mesleğin, insanlarla diyaloğu, onları yönetmeyi, yönlendirmeyi, onlara hitap etmeyi, yardım etmeyi yoksa insanlarla değil de objelerle uğraşmayı gerektiren faaliyetlerimi içermesinin belirlenmesi, bunun dışında edebiyata, müziğe, güzel sanatlara karşı olan ilgilerinde belirlenmesi gerekir. Birey ilgi duyduğu, hoşlandığı işleri severek yapar. Bireyin ilgi duymadığı faaliyete yönelmesi hem mesleki doyumunu hem de başarısını olumsuz olarak etkileyecektir. İnsanlara yardım etmekten, insanların sorunlarını dinleyip sorunlarına çözüm aramaktan zevk almayan bir psikologun ne kendisine nede kendisinden yardım isteyen kişiye faydası olacaktır.
3.İş Değerlerinin Belirlenmesi
(Ben ne istiyorum)
Yetenek ve ilgilerin belirlenmesinin ardından bireyin meslekteki beklentilerini tanımlaması gerekir. İş değerleri, bireyin meslekte nelere önem verdiğini, mesleki faaliyetin sonunda elde etmek istediği olanakları gösterir.
Kazanç, yaratıcılığı kullanma, liderlik, yeteneğini kullanma, işbirliği, ün sahibi olma, sosyal statü, düzenli yaşam, değişiklik gibi iş değerleri vardır. Birey bu değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemeli. Kendisine belirlediği bu değerleri sağlayacak mesleğe yönelmelidir. Ancak ilgi ve yeteneklerini de göz ardı edilmemesi gerekir.
Meslekte düzenli bir yaşama, sosyal statüye, işbirligine, yaraticiligin anlatim bulmasina önem veren birey kendisine bu beklentilerini saglayabilecek olan “ögretmenlik” meslegini tercih edebilir.
4.Kişilik Özelliklerinin Belirlenmesi
(Karakterim Nasıl?)
Meslek seçimi, bireyin kişiliginin yansimasidir. Bireyin meslek seçiminde isabetli olmasi kişilik özelliklerini çok iyi taniyip bu özellikleri gerektiren mesleklere yönelmesine baglidir.
Bireylerin çok farklı kişilik özellikleri vardır. Atak, girişken, çekingen, uysal, hırslı, idealist, derin düşünmeyi seven, sorumlu, bağımsız, duygusal, hayal gücü zengin, realist, mantıklı, etkin, sosyal, riske giren, heyecan arayan, sinirli, kendi başına buyruk, alçak gönüllü, düzenli, kurallara bağlı, içe dönük, dışa dönük vb. çok çeşitli kişilik özellikleri bulunur. Bireyin sayılan bu özelliklerinden hangilerine sahip olduğunu belirlemesi ,seçimini bu doğrultuda yapması gerekir.
İkna gücü yüksek, dışa dönük, insanlarla devamlı ilişki halinde olan girişimci niteliklere sahip olan birey avukat, politikacı yada pazarlamacı olabilir.
Kurallara bağlı ,düzenli,statüye önem veren , sorumlu, nesnelerle uğraşmaktan hoşlanan bireylerin,bankacılık, büro memurluğu, muhasebe gibi mesleki yönelmeleri isabetli olacaktır.
İzmir Öğrenci Yönlendirme Merkezinde geliştirdiğim “ Kişilik Meslek Envanteri “ ile bir öğrencinin yeteneklerine, ilgilerine, beklentilerine ve yukarıda belirtilen diğer bütün kişilik özelliklerine birden en uygun olan meslekler belirlenebilmektedir. Bu Envanter ülke genelinde bir çok özel okul ve dershane tarafından da halen iznimiz dahilinde kullanılmaktadır.
5. İlgi Duyulan Mesleklerin İncelenmesi
Bireyin kendini yukarıda açıklanan şekliyle tanımasının ardından ilgi duyduğu meslekleri tanıması gerekiyor. Bireyin meslekler hakkında araştırmasını;
a) Meslek mensuplarının yaptığı temel faaliyetler
b) Çalışma ortamı
c) Çalışma koşulları
d) Çalışanlarda aranan nitelikler
e) Mesleğe hazırlanma
f) İlk işe giriş
g) Meslekte ilerleme
h) Kazanç
ı) İş bulma olanağı ve mesleğin geleceği
konularında yoğunlaştırması gerekir. Bilgi toplamak için, meslekleri tanıtan kılavuzlardan, rehber kitapçıklarından, mesleki tanıtım seminerlerinden, okullardaki, dershanelerdeki rehberlik servislerinden, o mesleğin mensuplarından yararlanılabilir.
Karar aşamasinda, gerekli alt yapiyi anlatildigi şekilde oluşturan birey, sahip oldugu ilgi, yetenek ve kişilik özelliklerini düşünüp bu özelliklerini gerektiren ilgi duydugu meslekte karar kilabilir. Üzerinde durulacak temel nokta bireyin kendini olmak istedigi gibi degil oldugu gibi objektif olarak tanimasi ,ilgi duydugu meslekleri de olumlu,olumsuz özellikleriyle tanimasidir."Ne kadar çok kazanabilirim?" yerine "Ben hangi işi en iyi şekilde yapabilirim?","Hangi ortamlarda ve koşullarda çalişmaktan mutlu olurum?"sorularina gerçekçi olarak yapilacak incelemeden sonra samimi olarak cevap vermektir.
Gencin meslek seçimi kararını etkileyen etmenlerden biri de anne-babanın genç üzerinde oluşturduğu baskıdır. Birçok ebeveyn çocuklarını bol kazanç getiren saygın mesleklerde görmek isterler. Ya da kendi ulaşamadıkları meslekleri seçmelerini arzu ederler. Meslek seçimindeki kararını net olarak belirlemeyen birey bu baskılardan etkilenir ve ailesinin istediği mesleğe yönelir. Birey bu şekilde seçtiği mesleğin ,kendine uygun olmadığını zamanla anlar. Kendi arzuladığı mesleğe ulaşmak için ya öğrenimini yarıda keser, ya da öğrenimini tamamladıktan sonra tekrar bir hazırlığa girişir.
Bu durum genç için zaman ve emek kaybı yaratır. Bu tip durumlara düşmemek için bireyin kararını kendisi vermesi, bu karar doğrultusunda ailesini ikna etmesi anne babanın da gencin bu kararına saygı göstermesi gerekir.
Kişilik özelliklerinize, yeteneklerinize, günün koşullarina uygun, bilinçli bir meslek seçimi, toplumda saglikli, mutlu, kendi kendisiyle barişik insanlarinda sayisini da çogaltacaktir.2000’li yillarin Türkiye”sinin siz gençlerle daha umutlu, daha aydinlik olacaktir.
Ülkemizde kişilik envanterlerinin rehberlik ve psikolojik danişmada kullanimi yetenek ve ilgi envanterlerinin kullanimi kadar yaygin degildir. Halbuki ögrencinin psikolojik yardim almasini gerektirecek bir kişilik bozuklugunun olup olmadigini ve kazanmak istedigi meslege uygun kişilik görüntüsüne sahip olup olmadigini anlayabilmek için kişilik testlerine oldukça gereksinim vardir.
Mesleğe yönelme sorunlarını ele alırken kişilik envanterlerinden yararlanmak, mesleki danışmada konuyu derinleştirmeye yardımcı olmaktadır. Öte yandan, meslek seçimi ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki dikkate alındığında kişilik envanterlerinin eğitsel ve mesleki rehberlikte de kullanılmalarının gerekliliği açıkça görülmektedir.
Ülkemizde meslek seçimi konusunda hazırlanmış olan bazı testlerin dökümanlarında, kişilerin sözel yeteneklerinin olduğu saptandığı halde sadece ilgi duyduğu için sayısal meslekler de önerilmektedir. Aynı şekilde sayısal yeteneği olan bir öğrenciye de sırf ilgisi var diye sözel meslekler de önerilmektedir. Bu durum gençlerde, meslek seçimi konusunda daha da fazla kararsızlığa yol açmaktadır. Bu gibi sakıncalı durumlar, testlerin bilgisayar programlarını yapan kişilerin ÖSYM sınav sistemini ve liselerdeki sınıf geçme ve Alan seçme sistemini bilmediklerini göstermektedir.
Öğrenci Lise 1. sınıf sonunda alan seçmek durumundadır. Bu nedenle öğrenci yeteneğinin bulunduğu alana gitmeli, ilgi alanlarından ise yetenek alanına uygun olanlarını tercih etmelidir. Örneğin, öğrencinin sözel yeteneği bulunuyorsa ve ilgileri arasında gazetecilik, tıp, halkla ilişkiler, mimarlık vb. meslekler varsa burada halkla ilişkiler ve gazeteciliği seçmelidir.
Çünkü, hem ilgisine, hem de yeteneğine uygundur. Aksi takdirde tıp ve mimarlığı seçerse sayısal bölümlere gidecek, yeteneği olmadığı için de çok zorlanacak ve hem derslerden kalıp sene kaybedecek, hem de başarması çok zor olan bir alanda uğraşıp başaramadığı için de aşağılık kompleksine girebilecektir. Aynı durum sayısal yeteneği olan öğrencinin sözel mesleklere ilgisi var diye, sözel bölümlere gittiği durumlarda da görülmektedir.
Ayrıca meslekten beklentileri ölçüldüğünde yine beklentisine uygun olan meslekler içerisinden yetenek alanına da uygun olanlar öğrenciye önerilmelidir. Bütün bunlar ile yetinilmeyip öğrencinin içe-dışa dönüklük durumu dikkate alınarak önerilen meslekler arasından elemeler yapılmalıdır. Örneğin “Halkla İlişkiler” mesleğine yeteneği ve ilgisi olan bir öğrencini aşırı içe dönük ise bu meslek öğrenciye önerilmemelidir. Ayrıca öğrencinin yüksek ilgilerinden birden fazlasında çakışan mesleklere yönelmesi daha yararlı olacaktır.
Sonuç olarak, öğrenciye önerilen meslekler hem yeteneklerine, ilgilerine, meslekten ve hayattan beklentilerine hem de diğer kişilik özelliğine uygun olmalıdır. Aynı zamanda öğrenci sayısal veya sözel alanlardan da kendisine en uygun olanını rahatlıkla seçebilecektir. Öğrenci, sayısal bölümde ise (Fen veya Mühendislik) bu puan türünden öğrenci alan çok sayıdaki bölümler içerisinden bütün kişilik özelliklerine en uygun olanları seçebilmelidir.
Öğrencinin kişiliğini tanıması, eksik yönlerini gidermeye çalışması, kendisini mutlu edebilecek alanlara ve mesleklere yönelmesi, hem öğrenim hayatında, hem de diğer bütün yaşamında yararlı olacaktır.
Ancak testlerin bir gözlem aracı olduğu unutulmamalıdır. İyi bir gözlemle birlikte değerlendirilen test sonuçları, daha sağlıklı bilgiler verir. Günlük basın ve dergilerde sık sık rastlanan “Duygusal bir insan mısınız?” ya da “Saldırgan mısınız?” türünden anketlerle bilimsel olarak hazırlanmış testlerin birbirinden ayrılması gerekir. Çünkü gazete ve dergilerdeki anketler belli bir kurama dayanmazlar; öznel bir yöntemle seçilen soruların geçerlilikleri yada uygunlukları denenmemiş, yeterli sayıda kişiye uygulanıp standartlaştırılmamışlardır.
Buna karşilik bilimsel testler belli bir kurama dayanırlar, seçilen sorular denenmiş olup, yeterli sayıda kişiye uygulanarak standart hale getirilmişlerdir. Kısacası bilimsel bir test, ne amaçlıyorsa onu ölçer. Bilimsel testlerde her şeyden önce kuramsal bir kişilik modeli geliştirilir. Daha sonra, ölçülmek istenen kişilik özellikleri belirlenir ve bu özelliklere ilişkin sorular hazırlanır. Bu sorular önce bir ön denemeden geçirilerek çok sayıda kişiye uygulanır, ondan sonra daha geniş gruplara verilir.
İnsan kişiliklerinin birbirinden üstün yada aşağı olduğunu söylemek olanaksızdır. Örneğin; dışa dönük kişilerin, içe dönük kişilerden üstün ya da aşağı olduğunu değil, sadece farklı olduklarını söyleyebiliriz ve her iki kişilik özelliğinin de üstünlük ya da yetersizlik alanları farklıdır. Önemli olan kişilerin ne olduğunu bilmesi, yeteneklerini ve güçlerini kişiliğinin özellikleri doğrultusunda kullanabilmesi, yetersizliklerini giderebilmesidir.
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır.”
Yunus EMRE