GençForum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GençForum

Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 0


 

AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 evrimle ilgili bilgiler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Yağmur
Süper Moderatör (:
Süper Moderatör (:
Yağmur


Kadın
Mesaj Sayısı : 132
Yaş : 32
Rep :
evrimle ilgili bilgiler Left_bar_bleue700 / 100700 / 100evrimle ilgili bilgiler Right_bar_bleue

Ruh Hali : evrimle ilgili bilgiler Deli10
Points : 0
Kayıt tarihi : 14/07/08


Başarı Puanı:
evrimle ilgili bilgiler Img_left100/200evrimle ilgili bilgiler Empty_bar_bleue  (100/200)
Güçlülük:
evrimle ilgili bilgiler Img_left100/200evrimle ilgili bilgiler Empty_bar_bleue  (100/200)
Seviye:
evrimle ilgili bilgiler Img_left100/200evrimle ilgili bilgiler Empty_bar_bleue  (100/200)

evrimle ilgili bilgiler Empty
MesajKonu: evrimle ilgili bilgiler   evrimle ilgili bilgiler Icon_minitimeSalı Tem. 15, 2008 7:17 pm

EVRİMLE İLGİLİ GÖRÜŞLER


Evrim,biyolojinin değişik görüşlere göre yorumlanabilen felsefesidir.Evrimin iyi anlaşılabilmesi için genetik,moleküler biyoloji,biyokimya,antropoloji,fizyoloji,karşılaştımalı anatomi,paleontoloji ve embriyoloji gibi biyolojiye bağlı birçok bilim dalının hakkıyla öğrenilmesi gerekir.Bu bilim dalları ile ilgili geniş bir bilgi birikimine sahip olmadığımız için konu,burada ana hatları ile ele alınacaktır. Evrim,canlıların uzun bir zaman içinde geçirdiği ve geçirmekte olduğu değişiklerin ifade eder.Evrimci görüşe göre yeni türler eski türlerin tesadüfen zaman içinde değişmesiyle meydana gelmekte;bu değişme olayı günümüzde de devam etmektedir. Başka bir ifadeyle,evrimciler,türlerin sabit olmadığına ve devamlı değiştiğine inanmaktadırlar.Onlara göre günümüzün canlıları,çok basit olmadığına ve devamlı değiştiğine inanmaktadırlar.Onlara göre günümüzün canlıları çok basit ve ilkel bir veya birkaç ortak atadan,milyonlarca yılda evrimleşerek meydana gelmiştir. Tabiattaki türlerin kendi içinde bazı değişmeler gösterdiği tesbit edildiği halde,bu değişmelerin bir türü,başka bir türe dönüştürme özelliğinde olmadığı bilinmektedir.

a)Lamarck'ın Görüşleri ve Kritiği: Biyolojide türlerin değişebileceği görüşünü ilk ortaya atanlar Fransız BUFFON(Bufon:1707-1788) ve LAMARCK(Lamark:1744-1829)'tır.Bu iki bilim adamı,çevre etkisiyle canlılarda meydana gelen değişmelerin daha sonraki nesillere geçebileceğini inanmışlardı.LAMARCK ve BUFFON'a göre,bitki ve hayvan türleri,çevre şartlarının etkisiyle değişebilmektedirler. LAMARCK,evrim hakkındaki görüşünü 1809 yılında yayımladığı"Zoolojinin Felsefesi"adlı eserinde ortaya koymuştur.Bu eserinde LAMARCK çevrede meydana gelen değişikliğin türleri etkilediğini ve her türün bu etkiye içten gelen bir değişikliğe cevap verdiğini belirtmektedir. LAMARCK'ın görüşleri iki noktada toplanmaktadır:birincisi,canlıların çevre şartları ile sonradan kazandıkları özellikleri yeni nesillere geçirebileceği;ikincisi ise,"kullanma ve kullanmama"prensibi idi.LAMARCK'a göre,eğer bir vücut parçası çok kullanılırsa gelişir ve kuvvetlenir.Kullanılmayan kısımlar ise zamanla zayıflar,küçülür ve hatta kaybolabilir. LAMARCK'ın evrim teorisi,bu iki fikre dayanıyordu.Yeni çevre etkisiyle meydana gelen değişmeler,birçok döller boyunca yeni özelliklerin kazanılmasına sebep oluyor ve sonunda yeni türler ortaya çıkıyordu.Herşeyden önce LAMARCK,bir türün çevre
etkisiyle değişebileceğini belirtmiştir.
Mesela LAMARCK,zürafaların boyunlarının uzun olmasını şu şekilde açıklar:oldukça kurak ve otsuz bölgelerde yaşayan bu hayvanlar,devamlı güç sarfederek ağaçların uç dallarına boyunlarını uzatmak zorunda kalmışlardır.Bu mecburiyet,zürafa soyunun daha sonraki nesillerinde de sürdürülmüştür.Böylece uzun yıllar devam eden bu olayın sonunda,zürafaların hem ön bacakları hem de boyunları uzamıştır. LAMARCK'ın "kullanma" yoluyla bir organizmada çeşitli vücut bölgelerinin gelişebileceğine dair görüşü inandırıcıdır.Gerçekten bugün,atletlerin ve haltercilerin çeşitli çaışmalarla kaslarını geliştirdikleri bilinmektedir.Fakat LAMARCK'ın yanıldığı konu,bu sonradan kazanılmış özelliklerin kalıtım yoluyla nesillere geçebileceğini belirtmesiydi.Halter çalışarak kol ve omuz kaslarını geliştirmiş bir sporcunun,bu özelliğini çocuğuna geçirmesi imkanszdır.LAMARCK'ın "kullanılmayan organların yok olması" ile ilgili görüşü de hatalıdır.Bugün vücudumuzda bize gereksiz gibi görünen ve çok az kullanılan bazı organlarda bulunmaktadır(kör bağırsak gibi).Kaldı ki,hiçbir canlıda gereksiz ve kullanılmadığı için körleşmiş bir organ yoktur. LAMARCK'ın üzerinde çok durduğu ve sonradan "kazanılan karakterlerin kalıtımı"şeklinde özetlenebilecek görüşü ise,yapılan bazı deneylerle çürütülmüştür.

Deneyler ve olaylar,sonradan kazanılanözelliklerin yeni döllere geçemeyeceğini göstermiştir.August WEINSMAN(Ogüst Vayman:1834-1914) adlı bir araştırmacı,farelerin yirmi döl boyunca kuyruğunu kesmiş;fakat yirmibirinci döldeki farelerin de birinci döldeki gibi uzun bir kuyruğa sahip olduklarını tespit etmiştir.Bu deney ,sonradan kazanılan özelliklerin diğer döllere geçmediğini,daha yirminci yüzyılın başlarında iken göstermiştir.Çinliler,yüzyıllar boyunca ayaklarının küçük olması için çocuklarına dar demir ayakkabılar giydirdikleri halde,bunu başaramamışlardır. Müslümanlar ve Museviler,dini inançlarından dolayı yüzyıllardan beri sünnet oldukları halde,sonraki nesillerde erkek çocuklar sünnetli doğmamıştır. İşte bütün bunlar,çevre ve yaşama şartlarının etkileri ile fertlerde görülen değişikliklerin oğul döllere geçemeyeceğini açıkça göstermektedir.Bugünkü biyoloji bilgisine göre,ancak üreme hücrelerinde,özellikle bu hücrelerin genlerinde meydana gelen değişmeler nesillere geçebilir.Çevre teorisiyle vücut hücrelerinde meydana gelen değişmeler ise nesillere geçmez.

b)DARWİN'in Görüşleri ve Kritiği
Charles DARWİN(Çarls Darvin:1809-1882),biyolojide bugüne kadar tartışılan evrim görüşünü ortaya atmıştır.DARWİN'in diğer evrimcilerden farkı,fikirlerini desteklediğine inandığı delilleritabiattan toplamış olmasıdır.halbuki,DARWİN'den öncekilerin görüşleri herhangi bir gözleme dayanmıyordu.sadece fikir olarak ileri sürülüyordu.DARWİN,tabittan topladığı örnekleri ve yaptığı gözlemleri bazı yanlış yorumlarla zayıflatmıştır.DARWİN,dünyada yaşayan türlerin ayrı ayrı yaratılmadığına inanıyordu.Bunların ortak bir kökenden geldiğini ve tesadüflerle değişerek çeşitlendiğini,türlerin çok uzun zaman içerisinde başka türlere dönüştüğünü iddia ediyordu.Türlerin "değişebilirliği"LAMARCK'tan beri bilindiği için,DARWİN,sadece bu türlerin hangi mekanizma ile değiştiğini açıklamaya çalışmıştır.

"Türlerin kökeni"adlı ünlü eseri ile DARWİN,canlıların evrimi'ne bir açıklık getirdiğine inanıyordu.Bu eserinde DARWİN,"Tabiat Seçim"(tabii seleksiyon) mekanizması üzerinde durmuştur. DARWİN'e göre tabiatta acımasız bir hayat mücadelesi vardır.bu hayat mücadelesinde zayıflar elenmekte,güçlüler yaşamaktadır.DARWİN,bir türün kendi içinde ve başka türlerle hayatta kalma mücadelesi verdiğini belirtmiştir.Hayat mücadelesinde ise,tabiat daima güçlüden yanadır.Tabiat zayıfları eleyerek güçlüleri korumaktadır.İşte DARWİN,bu görüşüne"tabii seçim"adını vermiştir.Bitki ve hayvan yetiştiricilerinin bazı ender çeşitler elde etmek için uyguladıkları"sun'i seçim"metodu,DARWİN'e bir başka fikir vermiştir.DARWİN,evcilleştirilmiş hayvan ve bitkilerde,yabani hayvan ve bitkilere göre daha fazla değişme olduğunu görmüştür.DARWİN'e göre,insanların bitki ve hayvanlara uyguladıkları sun2i seçime benzer bir mekanizma,çok uzun süre içinde tabiatın bizzat kendisi tarafından yapılmaktadır. DARWİN,"tabii seçim"teorisini geliştirmeden önce,MALTHUS'un "Nüfus Üzerine Deneme"adlı eserinden çok etkilenmiştir.MALTHUS bu eserinde,nüfusun katlanarak arttığına,besin maddelerinin ise bu artan nüfusu doyuracak kadar üretilmediğine dikkat çekmiştir.DARWİN;canlıların hayatta kalabilmek için acımasız bir ölüm-kalım savaşı vermek zorunda kalacaklarını,bu eseri okuduktan sonra ortaya atmıştır. Tabiatta,canlıların yaşyabilmeleri için mücadele etmek mecburiyetinde kaldıklarını hepimiz biliyoruz.Ama bu mücadelede,bütünüyle tabiattaki zayıfları yok etme şeklinde görülmez.DARWİN'in tabiat görüşünü çürüten birçok misaller vardır.Bölüm 3'de gördüğünüz canlılar arasındaki dayanışma ve yaşama şekillerini buna örnek olarak verebiliriz.Madem ki zayıflar elenmektedir;o halde bize göre çok güçsüz gibi görünen türlerin yaşamasını nasıl izah edeceğiz?Mesela,virüsler,bakteriler ve bazı parazit canlılar nasıl olup da hala hayatlarını sürdürebilmektedirler?Tabiat;içinde engelişmiş bir canlı olan insan,bakteriler için her türlü öldürücü ilacı(antibiyotik) kullanlmasına rağmen,kendisinden çok daha zayıf durumdaki bu canlıları yok edememektedir.Açıkça görüldüğü gibi,her canlı,tabiatın belli bir alanında hayatını sürdürebilecek bir yapı ve özelliktedir.Ancak,DARWİN'in "tabii seçim torisi"çağdaş evrimciler tarafından "belirli çevre şartlarına en uygun olanlar daha fazla yaşama ve döl verme şanşına sahiptirler"şeklinde yumuşatılmıştır. DARWİN'in çok tartışılan bir görüşü de insanın evrim ile ilgilidir. DARWİN,"İnsanın türeyişi"adlı eserinde,insanın maymun ve orangutan benzeri bir canlıdan evrimleşmiş olabileceğini ileri sürmüştür.Bu fikir onunsağlığında tartışıldığı gibi,günümüzde de tartışılmaktadır.Birçok bilim adamı,bu görüşü benimsememekte ve ispatlanamamış bir hipotez olarak kabul etmektedir.
Günümüzde yapılan geniş çaplı arama ve araştırmalara rağmen,insanın ilk atasına ait olduğu söylenen fosiller henüz bulunamamıştır.En eski fosillerin ise ya bugünkü insana ,ya da maymun veya orangutana benzediği görülmüştür.Hayatını ilk atalarını aramakla geçiren L.S.B.LEAKEY(Likiy),bu konuda herkesi inandırabilecek bir fosil bulunamadığını belirtmektedir.Yani,insanın maymunla ortak bir atadan türedüiğini,bugünkü ilmi verilere dayanarak söylemek mümkün değildir. Biyosferde yaşayan türleri birbirine karışmaktan alıkoyan bir takım mekanizmalar vardır.Bu mekanizmalar,başka türlerle gen alış verişini sınırlayan etkenlerdir.Mesela,kör farelerle tarla fareleri arasında bir genetik alış-veriş söz konusu olamaz. Evrimcilerin iddia ettiği gibi,türlerin başka türlere değişmesi tabiatta gözlenemez.
Türler değişse bile,bu değişme o türün en fazla değişebileceği sınırlar içinde kalacaktır."İnsan",ilk yaratıldığı günden beri"İnsan" olup,geçirdiği değişmeler onu başka bir türe dönüştürememiştir. Canlıların genlerinde tesadüfen ortaya çıkan değişmelerin hepsi kalıtsal olup,bunlarn seçilme şansı veya yaşama ihtimali pek zayıftır.Çünkü,genlerde meydana gelen ani değişmelerin (mutasyonlar) çoğu öldürücüdür.Yeni türlerin oluşumunu,tabiatta çok az rastlanan ve öldürücü olan böyle bir mutasyon olayına bağlamak mümkün değildir. Ayrıca,tabiatta yeni türlerin oluştuğunu gösteren ara şekillere rastlanmamaktadır.Mesela maymun ve insan arasında "geçit tür" diyebileceğimiz bir canlıyı göstermek,bugüne kadar mümkün olmamıştır.aslında evrimciler de bu gerçeği üstü kapalı olarak kabul etmektedirler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
evrimle ilgili bilgiler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
GençForum :: Eğitim :: Ödevler-
Buraya geçin:  
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar