FENERBAHÇELİ OLMAK=)
Fenerbahçeli olmak, sevgilin seni terk ettiği gün maça gidip hıçkıra hıçkıra “Fenerbahçe’m benim biricik sevgilim söyle senden başka kimin var benim” diye bağırmaktır.
Fenerbahçeli olmak, hastaneye kaldırıldığında “Aman oğluma haber vermeyin, bugün maça gidecek” demektir. Oğlu öğrenip gelince “ Ben çok iyiyim, hadi dön İstanbul’ a maça git” demektir. Oğlanın maça yetişemeyip Adapazarı gişeleri yakınında radyoda maçı dinlerken babasına en içten teşekkürüdür.
Hangi birini saysam…
Odanın perdelerinin bir parçasını sarı, diğer parçasını lacivert yapmaktır.
Ablanı istemeye geldiklerinde annen baban verecekken odaya girip “Enişte Bey Fenerbahçeli değilse ablamı vermem” demek.
İç çamaşırına kadar Fenerium ürünleri giymek, kredi kartı olarak Fenerbahçe logolu ve takımımıza pay veren kartları kullanmak.
Maçın 20. dakikasında ensesinde patlatan meşaleden dolayı saha içine ambulansa alınıp “2 derece yanık var hastaneye gitmen gerek”
diyen doktora gülüp, maç bittikten sonra hastaneye gitmektir.
Fenerbahçeli olmak evlenme teklifini stad manzaralı Boce restaurantta almaktır.
Ev ararken ya boğazı ya Şükrü Saraçoğlu’ nu görsün demektir.
19 Temmuz 2003 tarihinde evlenebilmek için Kadıköy evlendirme dairesindeki memurlara yalvarmak, zar zor gün alabilmektir. 19.07
Her ülkeye, şehre gidişte Fenerbahçe logolu ürünler giymek göğsünü gere gere dolaşmaktır.
Şampiyon olunca Marmara denizini sarı lacivert görme hayalleri kurmaktır.
3-2’lik Bordo maçı sonrası şuurunu kaybedip, dolaba kafa atmak, dolabın üstüne yıkılmasına sebep olmak ve soluğu acilde almaktır.
Fenerbahçeli olmak, Boliç’in attığı golle kazandığımız Manchester maçından sonra sabaha kadar uyumayıp, sabah bütün İngiliz gazetelerini toplamaktır. Bunu bende yaptım.
Fenerbahçeli olmak, daha Türkiye’ ye kesin dönüşü belli olmadan, hala İngiltere’ de çalışırken kombinesini almaktır.
Fenerbahçeli olmak, her sezon başında cimbomlu arkadaşlarınla 2 maç 6 puanına gönül rahatlığıyla iddiaya girmektir.
Dünden çok yarından az sevebilmektir.
Hiçbir zaman hiçbir koşulda eziklik hissetmemektir.
Evlenme teklifini stada pankart açarak yapabilmektir.
Ha birde nikah masasına 19.07 tarihinde oturup, 19.07 saatinde evet demektir.
4-3’lük Fenerbahçe maçını setretmek için sınav günü okuldan kaçıp yazılıdan 0 almaktır.
Eşine seni Fenerbahçe kadar çok seviyorum dediğinde ondan asla vazgeçmeyeceğini anlayıp sana teşekkür etmesidir.
12 yaşındaki bir çocuğun Bursa’ daki evinden gizlice kaçıp mabeddeki maçı seyretmesi ve dönüş yolculuğunda annesine telefon açıp
babası duymadan anahtarları kapının önündeki ayakkabıların içine koymasını söylemesidir.
15 sene önceki gündüz maçlarına akşamdan gidip o sağuk havaya rağmen 3-5 arkadaşıyla Fenerbahçe sevgisinden bahsederken, ısınırken sabahlamasıdır.
88-89sezonunda mabedde maç seyrederken babamın repliklerini tekrarlayıp topu arkadakine at demem sonucunda topun arkadaki oyuncuya gelmesi ve geldiği gibi filelere gitmesi, golden sonra oyuncuların bana doğru koşup, tellerin ardından sarılması karşısında babama dönüp, “Beni her maça getir babacım bundan sonra Fenerbahçemin bana ihtiyacı var” demektir.
4-3’lük Gs maçında 4. golü atınca sevinçten zıplarken başımın kapının üst tarafına vurup yarılması, o gece hastanede 12 dikiş atılmasıdır.
Her akşam yatırmadan önce oğlunu kucağına alıp omuz omuza yapmak sarı lacivert şampiyon Fener diye salon yatak odası arasında apatmandakileri kızdıra kızdıra uyutmaktır.
Fenerbahçeli olmak askerde içtimada hazır oldayken Galatasaraya 5. gölü attıkdan sonra 5’ledik diye bağırmaktır.
Olimpiyat Stadındaki Gs-Rize maçında Rize gol attıkça sevinmektir ama maç 5-0 olduktan sonra ya 6-0 olursa dite korkmaktır.
6-0 sadece bizimdir, kimse bizden başka Galatasarayı 6-0 yenemez.
Zaman zaman hayatında en çok sevdiklerini sıralarken hep Fenerbahçenin adını büyük bir gururla en önce düşünüp, söylemektir.
4 yaşındaki oğlunla mabede gidip 3’lü çekmek,
4 yaşındaki oğlunla Feneriuma gidip aynı tişörtü alıp giymek ve sokakta birlikte yürümek, daha da önemlisi koşullar ne olursa olsun sevdanın ne olduğunu görmektir.
Eşine Fenerbahçeli olmasaydın seninle evlenmezdim diyebilmektir.
Sezonun son maçına denk gelmesi nedeniyle düğününde bir çok kimsenin yanında almamasına ve gelmeyenler yüzünden oldukça maddi zarar uğrumasına rağmen, Galatasarayın Trabzondan yediği gollere karşılık Samsuna atılan golleri duydukça daha bir çoşkuyla oynamak, göbek atmaktır. Maç sonuçları Gs:4 – Ts: 0, Samsun:1 – Fenerbahçe : 3 idi.
Trafikte saçma sapan hareketler yapan arabanın şöförüne söylenmeye başladıktan sonra plakasının 34-FB olduğunu fark edince yanından gülümseyerek selam verip geçmektir.
Fenerbahçeli olmak maç günü formamı giyememişsem, kötü bir sonuç alırsak kendimi suçlu hissetmektir.
18 Eylül 1985 gecesi 3-2’ lik Bordo maçını dinleyebilmek için acemi birliğindeki koğuştan kaçıp nöbetçi subaya yakalanmak ve o anda rahmetli Hüseyin Çakıroğlu 3. golü atınca hep beraber garnizonu inletmektir.
Evlenmeden önce eşine benim için önce Fenerbahçe’m sonra sen gelirsin bunu bil ki ilerde sorun çıkmasın demek ve bugün eşi ve oğluyla her maç maraton üste yerini almaktır.
Sevgililer gününde eşine mesaj atarken sevgisini ifade edebilmek için “Seni Fenerbahçe’m kadar çok seviyorum” yazmaktır.
Ekmeği tuza banıp banıp yer gibi, geceleri ateşler içinde uyanarak musluğa dayayıp ağzını su içer gibi bir şeydir.
Aşkın kanunu yeniden yazmaktır.
Motorları maviliklere sürmektir.
Fenerbahçe dayanışmanın diğer adıdır.
Sevgiyi paylaştıkça çoğaltmaktır.
Bütün kirlerin ortasında tertemiz kalabilmektir.
Leyla olmaktır, Mecnun olmaktır, Kerem olmaktır, Aslı olmaktır.
Sahada, salonda, tribünde, yollarda yapılanlarla her seferinde yeni bir şiir yazmaktır.
Bugün Fenerbahçe için ne yaptın sorusunu kendine sormayı şiar edinmektir.
İlk görüşte aşktır, taammüden sevmektir.
Olmadığında yeri doldurulamayacak olandır.
Her şeyden vazgeçtiğin anda bile seni hayat bağlayandır.
Cesaret, akıl, bilgi ve sevginin gücüyle yarını bugünden kurmak ve ona tarih adını vermektir.
Say say bitmez çünkü…
Fenerbahçeli olmak, bütün güzel şeyleri sonsuza kadar yeniden üretmek ve çoğaltmaktır.
Fenerbahçeli olmak, yaşamaktır.
Fenerbahçeli olmak Beşiktaş semtinde 24 daireli apartmanda oturup Fenerbahçe bayrağını balkona asmaktır.
Fenerbahçeli olmak Ankara’ da oturduğun için her hafta maça giden İstanbullu kardeşlerini kıskanmaktır.